Peki ama West Hamlılarla Millwalllular neyi paylaşamıyor? Dün Londra'da olup biten, bir anlık bir kıvılcımın eseri miydi? Goal.com'un futbol tarihi gurusu Ali Murat Hamarat, meseleye el koyuyor ve "Bu adamlar neden kavga ediyor"un yanıtını veriyor...
Dün akşam oynanan Doğu Londra Derbisi yine bildiğimiz gibiydi. West Ham United ile Millwall’u buluşturan Carling Cup mücadelesinde Premier Lig takımı gülerken çıkan olaylar, bizi geçmişe döndürdü. Buyurun kıyamet sofrasına…
İlk Millwall kurulmuştu 1885’te. Bir centilmenler kulübünün çalışanları tarafından Doğu Londra’da kurulan Milwall’la, 10 yıl sonra Thames Çelik İşleri olarak başlayıp 1900’de bugünkü adını alan ‘Çekiçler’, West Ham United olmuştu. Tersane işçilerinin takımı olarak da tanınan Millwall , devleri eleyip 1900’de yarı final gördüğü için nam-ı müstearı değişiyor, 'Arslanlar' olarak anılıyordu.
Millwall daha baştan böyleydi
1904’te başlayan ezeli rekabette, ilk maçı West Ham kazanmıştı. 2 Eylül 1904 tarihli Daily Mirror, sabah yağmurundan sonra havanın güzelleşmesini müteakip, West Ham United’ın sezona yeni yuvası Upton Park’da Millwall’u 3-0 yenerek başladığını yazmıştı. Aslında birbiriyle rakip iki firmanın çalışanları eksenindeki çekişmenin daha başında, Millwall’un renkleri belli olmuştu. Sırtlarını asla rakiplerine dönmeyeceğini bağıran taraftarlar, “Hiç kimse bizi sevmiyor. Umurumuzda değil” diye tezahürata başladıklarında, tarih yaprakları bundan bir yüzyıl öncesini gösteriyordu.
Ada’da yavaş yavaş duyurduğu ayak sesleriyle dikkat çeken West Ham ise, Birinci Dünya Savaşı’nı müteakip önce iki, ardından birinci kümenin yolunu tuttu. Futbolun mabedi Wembley’de oynanan ilk Federasyon Kupası finalinde Bolton Wanderers’e boyun eğen West Ham, yine de mutluydu. O günkü finali izlemeye çalışan iki yüz binden fazla futbolseveri polisler güç bela çimlerden çıkarmıştı. O gün görev yapan beyaz polis atı Billie, hâlâ efsane. Zaten bu Wembley’deki maçın literatürdeki adı da Beyaz At Finali. Billie sağolsun...
II. Dünya Savaşı, planları altüst etti
1920’lerde bir anda Doğu Londra’daki rekabet kızıştı. Tevatüre göre West Hamlı işçiler greve giderken, Millwall taraftarları aynı tarihte grev kırıcı olarak sahne almıştı. Bundan sonrası bildiğiniz kıyamet senaryosu. Neyse ki biraraya çok gelmedilerse de, her buluşmaları Araf’ta gerçekleşen ve kazananı Cennet’e taşıyacak bir savaş gibiydi; her ne kadar iki taraf da daha çok Cehennem’e talip olacak olsa da…
30 yıl boyunca ikinci küme civarında takılan West Ham, 1958’lerden itibaren birinci lige çıkmıştı. Millwall ise aynı ligden lüks mevkiye gider diye beklerken araya İkinci Dünya Savaşı girmişti. Patlama yapması beklenen Arslanlar, neredeyse yok oluyordu. Statları Alman bombardımanında zarar gören takım, ezeli düşmanları West Ham’ın yuvasına bile mahkum olacaktı.
Bobby Moore
1964’te Federasyon Kupası’nı kazanan West Ham, ertesi yıl Kupa Galipleri Kupası’nı Doğu Londra’ya getirmişti. 1966’da Lig Kupası finalinde kaybeden takımın efsanesi Bobby Moore, ülkesinde yapılan Dünya Kupası’nı muzaffer bir edayla Kraliçe’den teslim alıp göğe kaldırırken tartışmalı finalde Almanya’nın 4-2 deviren İngiltere’nin golleri yine aynı takımdan geliyordu. Martin Peters bir golün, Geoff Hurst ise şampiyona tarihinin finalde gelen tek hat-trickinin altını imzalıyordu. 1964-1967 arasında, hem de dördüncü ve üçüncü lig düzeyinde, 59 maç kendi evinde kaybetmeyen bir Millwall... Düşünsenize...
1966’da üç polisi öldüren Harry Roberts’in anısına marşlar söyleyen Aslanlar, tarihleri boyunca polisle olan ve olacak sorunlarını dillendirmeye çalışıyordu. Yıllar sonra “Benzin getirelim de polisleri yakalım” diye tezahürat yaparken yakalanacak taraftarın gönlünün sultanı Roberts kısa sürede bir ikon haline gelecek, sonradan anarşist punk grubu Chumbawamba tarafından hattâ Hare Krişna haline getirilecekti.
1975’te Federasyon Kupası’nı kaldıran West Ham, ertesi yıl yine Kupa Galipleri Kupası’nda final görüyor ancak bu sefer 4-2’lik sonuçla gülen Anderlecht oluyordu. 1980’de Arsenal’i devirip üçüncü Federasyon Kupası’na ulaştığınca camia bir anda manşetleri süslüyordu zira bu sefer bunu başardığında lüks mevkide değil ikinci kümede takılıyordu. Ertesi yıl Lig Kupası’nda final geldiyse de, müze şenlenmemişti.
1980’lerde her iki takımın holiganları her köşe başını tutarken 1988’de tarihinde ilk defa birinci lige çıkan Millwall, ilk altı haftayı lider kapatmıştı. Hayır, o zamanlar takımın ileri ucunda oynayan Cascarino’yu unuttuysanız, Sheringham’ı annem bile hatırlıyor ya neyse.
Sonrası West Ham, 1999’da Premier Lig beşinciliğine ulaşırken 2004’te Federasyon Kupası finali gören Millwall, rüyalar alemine dalıyordu. Manchester United tarafından harcansalar da, UEFA Kupası’na katılmak bile camiaya yetmişti.
Millwall'un göğsündeki Beko reklâmı
2005’te bordo-mavili West Ham’ın Green Street Holiganları filme çekilirken, her iki takım Premier Lig’in bir küme altında son kez buluşmuş, birbirlerini yemişlerdi. Bir ara mavi Millwall’u göğsündeki Beko reklâmıyla hatırlamış, gazetelerimizde görmüştük. Derken dört senelik özlem dün bitti, bıçaklanarak ölen bir kişi cabası. Tarih boyunca sürecek rekabette kan dökülmesi bir tarafa, 100 yıldır repliklerini değiştirmedikleri kıyamet senaryosuyla dikkat çekiyor Doğu Londra’nın her iki yakası.
Aşırı sağcı taraftarları, ırkçılıklarıyla bilinen bu iki takımdan mavi-beyazlılarına rastlarsanız sakın yanlış bir espri yapmayın, hattâ üzerinde maviyi görürseniz asla Chelsea muhabbeti yapmaya çalışmayın. Ne de olsa hayat kısa…
Ali Murat Hamarat, Goal.com
Pazartesi, Ağustos 31, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder